24 Nisan 2015 Cuma

Çikolata

Selam veriyorum. Gülümsüyor ama çok farklı bir gülümseme bu: Gözleri parlıyor; dudakları bir an için kıvrılıp sıcacık bir hava çarpıyor karşısındakinin yüzüne, ardından düzleşiyor ama dümdüz de olmuyor, tatlı bir eğim kalıyor. Çikolata paketini tutmadığı elinin işaret parmağını kaldırıyor, “Bir saniye bekle lütfen.” demek istermiş gibi… Dudağının önüne götürüyor, “Benim sıram… Merak etme, konuşacağım.” demek istermiş gibi… Büküyor parmağını, burnuna değdiriyor. Başını hafifçe indirip kaldırırken lokmasını midesine indiriyor ve nihayet selamıma karşılık veriyor. Paketi yavaşça masaya doğru indiriyor, sonra vazgeçiyor. Çikolatanın bir ucu yenmemiş… Yemek isteyip istemediğimi soruyor, paylaşabileceğini söylüyor. Teklifini nazikçe reddediyorum, onunla bir şeyler paylaşmayı bu kadar çok isterken niye böyle yaptığımı ben de bilmiyorum. Paketi özenle masaya bırakıyor. Çantasının fermuarını açıyor nazikçe, oldukça yavaş. İçindeki ıslak mendil paketini alıyor eline, bir mendil çekiyor, paketi masaya bırakıyor, mendili özenle katlıyor. Bunları yaparken karşısındakiyle alakadar olmaya devam ediyor, gözlerini kaldırıyor, sohbete devam ediyor. Dudaklarının kenarlarını siliyor ve bir daha katlıyor mendili, eline hapsediyor sonra. Mendil paketini çantasına koyuyor, çantasının fermuarını kapatıyor nazikçe, oldukça yavaş. Başını kaldırıyor ve bir kez daha gülümsüyor, nerede kalmıştık?

Suskun Geveze

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı alakasız söyleyecek sözün, anlatacak anı'n varsa sen de paylaş.