3 Temmuz 2013 Çarşamba

Beyaz Yalan, Siyah Melek

Yerde mavi bavulum, sırtımda siyah çantam, siyah mavi bir gecede otobüs garına gidecek otobüsü bekliyorum. Gözlüğümü, estetik kaygılar yüzünden değiştirmedim, değiştiremedim birkaç yıldır. Oysa gerçekten estetik kaygım varsa şiddetle değiştirmemi öneriyor arkadaşlarım. Sonuç olarak, gözlüğüm artık miyobumu dengeleyemiyor, uzağı, otobüs numaralarını seçemiyorum.

Üç hanımefendi beliriyor yanımda, genç kadın otobüs kartımı kullanabilip kullanamayacağını soruyor. O da gara gidecekmiş. Tabi ki kullanabilir, böylece ben de onun gözlerini kullanabileceğim. Müthiş. Cüzdanından çıkardığı parada gözüm yok, ona gerek olmadığını söylüyorum. Israr ediyor. Tam şu noktada benim de parayı almamakta ısrar etmem gerekiyor. Yapmıyorum. Onun yerine beyaz bir yalan söylüyorum: “O parayı istemiyorum. Bu kartı da… Zaten bir daha kullanmayacağım bu kartı, Ankara’daki son günlerim bunlar.”

Otobüsü beklerken ve otobüs geldikten sonra da sohbet ediyoruz ablayla. Konu konuyu, beyaz yalan açık gri, açık gri bir ton konusunu; sohbet uzadıkça artık iyiden iyiye siyaha dönüşmüş bir şeyi ortaya çıkarıyor. Ah! Çocukluğumda mükemmel bir öğrenciydim. Şimdilerde yalancı, dikkati dağınık, tembel… STV dizisi misali “birine iyilik yaptıktan sonra ortadan kaybolan gizemli kişilik” olmak hayalim… Olamıyorum.

Abla geç kalıyor otobüsüne, bavulla valizle gerçekten zor bir yolculuk olacak duraktan gara gitmek. Planım o hızla önümden giderken yavaşça ilerlemek ve orada yollarımızı ayırmaktı. Bense bavulunu alıyorum. İçi güzel olanı almışım: Kitaplar varmış içinde. Kendi mavi bavulum, siyah sırt çantam ve şimdi solda küçük bir bavul daha… Boyutuma göre oldukça dayanıklı olduğumu itiraf etmek gerek. Ya da böcek gibiyim, bilmiyorum.

Gara varıyoruz, otobüsü buluyoruz, Vildan Abla yerleştiriyor valizini bavulunu. Teşekkür ediyor, teşekkür ediyor, teşekkür ediyor. Telefon numaramı istiyor, veriyorum ve iyilik yapıp ortadan kaybolan gizemli kişilik olma hayalim orada son buluyor. Üstüne üstlük gizemli olmadığı gibi tamamen sahte bir kişilik bu. Her şey “Bir daha Ankara’ya gelmeyeceğim zaten.” gibi beyaz bir şey ile başlamışken okul seçmek için şehirleri dolaşan çocuğa dönüşümüm bambaşka bir hikayeye konu olabilirdi. O hikayeyi burada yazmayacağım.

Suskun Geveze

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı alakasız söyleyecek sözün, anlatacak anı'n varsa sen de paylaş.