2 Ağustos 2011 Salı

Zoru Birazdan Yaparım İmkânsız Beni Benden Alır

Sekreter masasındayım. Karşımda dizüstü bilgisayar duruyor. Sosyal ağlarda fink atmak varken ben ne yapıyorum dersiniz? Göz doktoru arıyorum. Evet, gözlerim bozuk ama aradığım göz doktoru -göz doktorları- kendim için değil. Çalıştığım gözlük firması için… İşimin bir parçası gibi görünüyor, sosyal ağlar yerine tabi ki işimi yapmalıyım. Ama o şerefsiz küçük şeytan, yine ayrıntıda gizli.

Patron, olabildiğince çok göz doktoru bulmamı ve bu doktorların adreslerine ulaşmamı istiyor. O doktorlara broşürler gönderecekmişiz ürünlerimizle ilgili. Sağlık açısından yararlı olduğu kanıtlanmış gözlüklerimizin reklamını yapacakmışız. Bu sayede de her şirkete girişinde “Bugün bana para kazandırdınız mı?” sorusunu soran patronumuz bayram edecekmiş. Pff… Kargo ücretinin ne kadar olduğunu hayatı boyunca merak etmedi ki bu işin hayal olduğunu anlayabilsin. Broşürlerin onda biri okunacak sadece. O onda birin ancak onda biri ciddiye alınacak. O yüzde bir doktordan da kim bilir kaçı hastalarına önerecek bu gözlükleri?

Derinlerden bir telefonun çığlıkları geliyor. Üst kattaki telefonlardan biri bu… Ama sözünü ettiğim o üst katta kimse yok. Oradaki telefonun dâhili numarasını tuşlayan kişi, ne yaptığını fark etmeyen biri olmalı. Durumu anlıyorum. Yanımdaki telefondan üst kattaki hattı alıyorum. Patron bu. Epey yaklaşmış amacına, beni arıyormuş. Önemli bir görev veriyor bana. Hayır, beni önemli bir işin başına geçiriyor!

Tam teşekküllü gözlükler dört ana parçadan oluşur: Gözlük, gözlük kılıfı, garanti belgesi ve karton kutu. Bu dört ana parça bir araya gelmeden, satışa uygun bir ürün ortaya çıkamaz. Benim görevimse bu dört elementi bir araya getirmek ve dengeyi sağlamak. Hayır, daha büyük bir iş benimki: Bunu, 300 kere yapmak.

Depoyu kontrol ediyorum. Elimde 2’si gümrükte görevlilerce cebe atılmış 298 gözlük, 517 karton kutu, yeni basılmış 200 garanti belgesi ve 18 gözlük kılıfı var. Diğerlerini boş verin, şuna dikkat edin: 18 gözlük kılıfını her kutuda bir tane olacak şekilde 300 kutuya dağıtmam bekleniyor benden. Che’nin bir sözü vardır: Gerçekçi ol, imkânsızı iste. Patronumuz bu felsefeyi karakterine yedirmiş bir insan. Peki, imkânsızın istendiği kişi niye ben oluyorum?

Eğer bir gün birileri Fenerium’a gider, “Maç gözlüğü” olarak tanıtılan bir ürün görürse… Vay be… İmkânsızı başarmışım demektir.

Suskun Geveze

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı alakasız söyleyecek sözün, anlatacak anı'n varsa sen de paylaş.