17 Mayıs 2011 Salı

İlk Hipnoz

İnsan konservesine dönmüş yeni model bir trende kapı önüne sıkışmış haldeyim. Bilinçaltımda kalan bir şey yeniden su yüzüne çıkmaya karar vermiş olacak ki eve dönerken bindiğim trende raylara bakarak kendimi hipnotize etmek geliyor aklıma. Trenin yeni model oluşu önemli, zira eskilerin camından bakıp bırak hipnoz olmayı, dışarıyı bile doğru düzgün göremeyebilirdim.

Aklımda yine bana özgü manyakça, bilimsel bir merak var tabi. Kulağımda uygun müzik, önümde uygun sahne ve ben Feneryolu’nda, yani benim için mezun olduğum lisemin durağında, hipnoza girmeye çalışıyorum. Zihnim uzun zamandır olmadığı kadar boş, berrak. (Çok önemli düzenleyici notu: Genelde zihni hep boştur, bomboş…)

İstediğim şey basit, bu zamana kadar okuduğum ders kitaplarını hatırlamak. Basit kısmı bu, zor kısmıysa bir video izlercesine hatırlamayı ummak… Sıra dışı bir istek belki ama beni tanıyanların gayet makul bulacakları bir dilek, üstelik imkânsız değil. Çünkü “hiperemnezi” diye bir şey var, basitçe aşırı hatırlama demek ve belki de yapabilirim.

Zihnimde isteğimi, emrimi doğru olduğunu umduğum biçimde yavaşça, çok yavaşça hatta dururcasına kendi zihnime söylüyorum; hafızamı atağa kaldıracak savaş borusunu bizzat çalmaya yelteniyorum. Başarılı oluyorum, bir şeyler, garip ve gayet net bir şeyler görüyorum.

Dini bazı imgeler, kitaplar, yazılar derken (Çödn2: Epey uzunca gördüğü rüya anlatılmıştı, kestim.) denemelerim daha fazla süremiyor. Hemen yanımda duran adam her nedense kapının üstündeki butonla, hani şu tramvaylarda da olan ve kapı açtığı sanılanla oynamaya başlıyor. Benim de bunun üstüne fena halde sinirim bozuluyor nedense. Ve böylece ilk denememi sonuçlandırmış oluyorum.

Soruyorum kendime acaba o şey rüya mıydı diye? Rayların görüşümden çıktığı, o sonsuz akışın kesildiği herhangi bir an olmadı. En azından bana öyle geliyor. Belki sadece bir tür rüyaydı ama her ne olursa olsun bilinçle hipnozu zihin evrenimin ayrı iki ucundan tutup birbirine komşu etmeyi başardım. Çünkü rüya olsa bile sonuçta kendimi, isteklerime çok yakın bir doğrultuda, en yüksek netlikte ve uykunun tüm süreçlerini belki de alt üst ederek rüya görmek için uyarmıştım. Veya hiç olmadık bir biçimde daha ilk denemede çok narin, çok kırılgan bir hipnoz anını yakaladım.

KİRPİ

* Bu yazıda yayınlayanın emeği yok, sadece birkaç yeri kırptım. Yazı bizzat Kirpi tarafından yazıldı. Bu yüzden bir savaşçı, bir kahraman gibi gösterilmeyi hak etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı alakasız söyleyecek sözün, anlatacak anı'n varsa sen de paylaş.