23 Mayıs 2011 Pazartesi

Taş Kağıt Makas

Çok bekledim. Sizin için sıradan bir albüm olabilir. Benim içinse üst düzey bir yapıt, bir sanat abidesi gibi Da Poet’in Poetika’sı. Gerçi henüz şarkıların hepsini dinlemedim ama “Taş Kâğıt Makas”ın video klibi tam da bir repçiden beklediğim gibi olmuş, kalan şarkılara da güvenim tam. Hayır hayır… Müziğin tadı konusunda hayal kırıklığına uğramayacağım.

D ve R’deyim. (D&R) Dediğim gibi, çok bekledim. Ve şimdi, elimdeki albümün İspanyol bir ressam tarafından çizilmiş ön kapağına bakıyorum. Müzik bölümünü tatmin olmuş şekilde terk edip dergilere yöneliyorum. Galatasaray dergisini düzenli olarak alan bir insanım, yurtta yatağın üstünde duruyor son sayısı. Yine de sarı kırmızı renkler cezp ediyor beni. NTV bilimin son sayısının kapağına göz gezdirip oradan da ayrılıyorum.

Kasalara geliyorum. İki kasa var, ikisi de dolu durumda, soldakini seçiyorum. Önümdeki adam çekiyor dikkatimi. Benim elimdeki hazinenin yanında onun elindekiler çok hantal ve değersiz görünüyor. Hiç biri Poetika albümü değil. Koca koca kutular… Meraktan değil, sırf görüş alanımı kapattıklarından incelemeye başlıyorum.

Üç karton kutu var adamın elinde… Şüphesiz bundan ibaret değiller, içleri de doludur herhalde. Biri siyah, biri türkuaz, sonuncusu beyaz… Kasa kuyruğunda sıra adama geldiğinde teker teker bırakıyor kutuları masaya. Siyah kutu en küçük olanı… 50 Lira. Türkuaz kutunun üzerindeki yazıları okuyabiliyorum siyahın garanti belgesi doldurulurken. Türkuazın bandrolü okutulduğunda 749 Lira 50 Kuruş tutuyor o kutu ve içindeki şey.

Nintendo 3DS. Gözlük veya benzeri hiçbir aparata ihtiyaç duymadan 3 boyutlu görüntü imkânını kullanıcıya veren son teknoloji ürünü bir oyun konsolu… Oda arkadaşım anlatmıştı bunu bana. Gerçek değil gibi geliyordu. Gerçekmiş. O şey bu şeymiş meğer.

Sağdaki kasa boşalıyor. Kadının beni kastederek yan kasaya geçilebileceğini söylediğini duyuyorum. Adam kâğıt kâğıt bırakıyor paraları masaya. O kâğıtlarla taş gibi makineyi alıyor. Muhtemelen çocuğu ya da bir başka tanıdığı için alındı ama orta yaşına rağmen adamın, kendisine verdiği bir ödül bile olabilir o şey.

Elimdeki albüme bakıyorum. Bir de adamın elindeki teknolojinin nimetlerinin en kalitelisine, en güzeline… Düşünüyorum: Elimde tuttuğum albümde bulunmayan neyi bulmuş olabilir bu adam, önünde duran oyun konsolunda? Cevap veremiyorum. Çünkü bu albüm, bir insanın kendisinden beklediği her şeyi karşılayabilecek durumda. O anda oyun konsoluna olan tüm ilgim sönüyor. Yan kasadaki kadın yine bana sesleniyor galiba. Duymuyorum, içgüdüsel olarak geçiyorum o kasaya. Kulağımda sadece şarkının ritimleri var.

Majeste

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı alakasız söyleyecek sözün, anlatacak anı'n varsa sen de paylaş.